Bu koşuya kayıt olduktan hemen bir gün sonra ben tam olarak ne yaptım yahu şaşkınlığı içerisindeydim. Çünkü İstanbul yakınlarında hangi parkuru koşmayı sevmiyorsun sorusu gelse, bu soru durup dururken neden gelsin o da ayrı bir soru, hiç düşünmeden varsa kırmızı butona basıp Çekmeköy Acun abi, şimdi size beatbox yapacağım derdim. Karşının koşucusu olduğumdan mı bilinmez, hiç hoş anım yok (idi). İnişi çıkışı, geniş toprak yolları ile etkin idman yapılır mı yapılır ama sadece fonksiyonel, BIM’den aldığınız ton balığı ne kadar lezzetliyse o parkur da bana o kadar keyif veriyor. Durumu idrak edince yüzümü buruşturdum, yan çizmek için bahaneler yaratmaya başladım; Ersavaş gelmezse ben de gelmem. Geldi. İyi ki de öyle olmuş.

Her yıl çamuru ile meşhur bu parkur neymiş bir görelim dedik ve Cumartesi Taşdelen Mesire alanında yerimizi aldık. Kit dağıtımı sadece etkinlik alanında yapıldı, biraz da geç kalınca ister istemez tedirgin olduk. Kit dağıtımında ciddiyet hakimdi, eksik malzemesi olana paketleri teslim etmediler. Kudos Uzunetap’a! Her zaman desteklediğimiz uygulamalar. O gelir mi bu gelmez mi demeyip bunu ciddiyetle uygulamak lazım. Fair play ve güvenlik…

Hava önceki yıllara kıyasla, söylenene göre çünkü ben ilk kez katıldım, çok daha sıcaktı. Hatta garip bir hava vardı. Ölçümlere göre 14-15 derece ama hissedilen bu ne be! Sert bir lodos vardı. Her zamanki gibi en büyük kararsızlığım ne giyeceğimi bilemedim. İnce windstopper bir t-shirt’üm var onunla koşmaya karar verdim. Black Diamond Storm kafa fenerimi de ilk defa test edecektim. Üstten bir bant daha olmayışı güvensiz hissettiriyordu. Yazıya devam etmeden belirtmek gerekir ki, süratli koşulara elverişli bir kafa feneri değil. Ağır ve kafada hareketsiz durması için sıkmak gerekiyor, o da baş ağrısı yapabiliyor. Teknik özellikleri ise üst düzeyde, maratonüstü mesafeleri, özellikle gece koşacaklara tavsiye ederim. Üst bandı olsa şahane olur, kuvvet dağılımı açısından.

Bir olumsuz geribildirim de Uzunetap ekibine. Koşu öncesi kaç CP var, bu CP’ler nerede bilgi yoktu. CP’deki yaşlı teyze ile yaşadığımız iletişim kargaşasının bana süre olarak bedeli ağır oldu. Gelenin numarasını mı yazayım, suyu sen mi alırsın ben mi vereyim, ay döküldü, masada yamukmuş derken… Hayırlısı… Haritayı GPX veya KLM vermek hiç zor olmasa gerek, ne dersiniz?

Start verildi, koşu başladı. Altılıda yine sürpriz yok, başı instagram meraklıları çekti. Onları sollayıp tatlı bir eğim ile asfalttan başladık. Parkurun ilk kısmı sürekli tatlı bir eğim şeklinde ve bu alanda alışık olmayanlar hızlı başlayıp erken patlayabilir, aman dikkat.

İlk istasyona kadar önümdeki grubu takibi korudum, yokuş aşağı inişte IT banttaki kronik şikayetimi hortlatmamak için vites düşürdüm ve önümdeki arkadaşı kaybettim. Ormanın bu alanında çok fazla işaret olduğu ve başka bir koşuda defalarca kabolduğum için yalnız kalınca maalesef motivasyonum ve hızım düştü. Orası mı burası mı derken, meşhur çamur geçişine inişte arkadan bir ekip geldi. Tanıdık yüzler vardı, onların sayesinde parkurun üçte ikilik kısmını sorunsuz geçtim.

Son düzlükten önce de CP’ye girme gafletinde bulunarak pozisyonumu kaybettim ve ekibi tümden kaçırdım. Düz ve yokuş aşağı benden daha avantajlı olan arkadaşları yakalamaya çalışmak yerine gücümü koruyup görece kabul edilebilir bir sürede bitirdim.

Gece koşmayı çok özlemiştim, gündüzünden nefret ettiğim bir parkurundan bu kadar keyif alacağımı beklemezdim ama iyi ki Bike kaptanı dinleyip kaydolmuşum. Geçen senenin en keyifli koşularından biriydi. Kesinlikle kaçırılmaması gereken bir koşu. Muhtemelen soğuk ve yağışlı bir dönemde kat kat zor bir parkura dönüyordur.

Belki organizasyon bu etkinliği biraz daha ciddiye alsa ve geliştirse, müdaviminin bol olduğu bir koşuya hatta ciddi bir rekabete dönüşebilir. Önümüzdeki yıllarda takvimde yer varsa katılmayı düşündüğüm bir koşu.

Sevgiler, saygılar,

M

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir